GÜNDEM

Türkiye savaşın büyümesini istemiyor

'Bölgesel ve küresel etkileriyle İsrail sorunu' SETA panelinde tartışıldı. SETA Araştırmacısı Mustafa Caner, Türkiye'nin bölgede savaşın büyümesini istemediğine değinerek, ABD savaş gemilerinin bölgede konuşlanması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği tepkiye bakıp Türkiye'nin yaklaşımının okunabileceğini anlattı

Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından "Bölgesel ve Küresel Etkileriyle İsrail Sorunu" paneli düzenlendi.

İbn Haldun Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve SETA Politics Today Editörü Faruk Yaslıçimen'in moderatörlüğünde, vakfın Eyüpsultan'daki İstanbul ofisinde gerçekleştirilen panele konuşması olarak, SETA Araştırmacısı Mahmut Alrantisi, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Uzmanı Ömer Behram Özdemir ile Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Araştırma Görevlisi ve SETA Araştırmacısı Mustafa Caner katıldı.

Mahmut Alrantisi, 2006 yılında Filistin'de yüzde 67 oy oranıyla seçimi kazanan Hamas'ın İsrail'i tanımadığı için bir yıl sonra Türkiye ve Katar dışındaki bölgesel güçler ve ABD tarafından Gazze'de abluka altına alındığını belirterek, 16 yıldır da bu ablukanın devam ettiğini söyledi.

Filistinlilerin çoğunun Hamas'ı ve direnişi desteklediğini ifade eden Alrantisi, "Direniş her gün güçleniyor. Bunun için Filistin halkı Hamas'ı daha fazla destekliyor." dedi.

Hamas ile İsrail arasında yaşanan son çatışmalara değinen Alrantisi, İsrail ordusunun ateşkes istediğini ancak hükümetteki bazı bakanların bunu kabul etmediğini dile getirdi.

Alrantisi, bu çatışmalarda çok kayıp veren İsrail'in askeri durumunun zayıfladığını aktararak, İsrail ordusunun ABD yönetimine yakın olduğunu, ABD'nin de şu an bir ateşkes istediğini vurguladı.

BÖLGEDEKİ DENGELER VE TARAFLARA VERİLEN DESTEKLER

Mustafa Caner ise iki tarafın arkasında olan ve taraflara en büyük askeri desteği sağlayan aktörlere işaret etti.

İsrail'in arkasında ABD'nin olduğunu, Hamas'a da en çok askeri desteği İran'ın verdiğini belirten Caner, bu nedenle İsrail-Hamas arasındaki çatışmanın ABD ve İran arasında da dolaylı bir çatışma olarak okunabileceğine dikkati çekti.

Caner, "Hamas'ın 7 Ekim operasyonunu düzenleyebilecek noktaya gelmesinde İran'ın payı çok yüksek. Hamas'a yıllık en az 100 milyon dolarlık bir askeri desteği var İran'ın. İslami Cihat örgütüne aynı şekilde... İran hem İslami Cihat'ı hem Hamas'ı destekliyor." görüşünü savundu.

ABD'nin de İsrail'i hem askeri hem siyasi olarak koşulsuz şekilde destekleyen en önemli aktör olduğunun altını çizen Caner, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Buradan bir başka çıkarılacak sonuç şu. İran bu savaşı şimdiki çatışma sahasıyla sınırlı tutmak istiyor aslında. Yani Gazze'nin dışına çok da taşmasını arzu etmiyor. Hele hele İsrail'le ABD ile doğrudan bir çatışmayı asla arzu etmiyor. Bundan Amerika Birleşik Devletleri de kaçıyor. Belki bundan kaçınmayacak tek aktör, gözünü karartmış bir İsrail olabilir. Ama onu da şu an ABD'nin dizginlemeye başladığını görüyoruz. ABD'nin askeri olarak tıpkı İran gibi cepheyi büyütmek istemediğini fakat o sınırlı cephede İsrail'e her türlü desteği verdiğini ve Gazze'nin yıkılması konusunda İsrail'in arkasında olduğunu görüyoruz."

TÜRKİYE SAVAŞIN BÜYÜMESİNİ İSTEMİYOR

Avrupa ülkelerinin ise ABD kadar olmasa da İsrail ile askeri anlaşmaları olduğunu dile getiren Caner, Avrupa'nın daha çok siyasi anlamda İsrail'i desteklediğini ifade etti.

Caner, Türkiye'nin de bölgede savaşın büyümesini istemediğine değinerek, ABD savaş gemilerinin bölgede konuşlanması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği tepkiye bakıp Türkiye'nin yaklaşımının okunabileceğini anlattı.

Ömer Behram Özdemir de İsrail'in Hamas'a yönelik saldırılarının İran, Suriye, Lübnan ve Yemen başta olmak üzere bölgedeki ülkelere yayılma ihtimalini, Rusya ve ABD gibi güçlerin tavrını değerlendirdi.